her insan ayrı bir
alem ve bu farklı dünyalar arasındaki etkileşim sanıldığının aksine yok
denebilecek ölçüde sınırlı zaten. hissettikleriniz, düşündükleriniz,
gördükleriniz, maddi manevi acılarınız, sevinçleriniz, çaresizlikleriniz ne
paylaşılabilir, ne de anlaşılabilir. yakınlık ölçüsü hayali bir iddia.
sizde olup bitenler sadece kelimelere yansıtabildiğiniz kadar bize yakın. sıfatlar, yüklemler kadar anlaşılabilir yaşadıklarınız bizim için. dilinizin zenginliği belki biraz sos ekleyebilir tüm bunların üstüne. ama temelde zaten yalnızsın. bir başınasın. samimiyetinden şüphe etmediğin sayısız insan dört dönsün etrafında. farketmez. ne samimiyet, ne birlikte geçirilmiş zaman ne de başka bir şey bu gerçeği değiştirebilir.
bu yalnızlığın içinde bizi bizden iyi bileni ve şahdamarımızdan yakın olanı hissetmek tek çıkış kapısı olsa gerek ıssızlıktan.
sizde olup bitenler sadece kelimelere yansıtabildiğiniz kadar bize yakın. sıfatlar, yüklemler kadar anlaşılabilir yaşadıklarınız bizim için. dilinizin zenginliği belki biraz sos ekleyebilir tüm bunların üstüne. ama temelde zaten yalnızsın. bir başınasın. samimiyetinden şüphe etmediğin sayısız insan dört dönsün etrafında. farketmez. ne samimiyet, ne birlikte geçirilmiş zaman ne de başka bir şey bu gerçeği değiştirebilir.
bu yalnızlığın içinde bizi bizden iyi bileni ve şahdamarımızdan yakın olanı hissetmek tek çıkış kapısı olsa gerek ıssızlıktan.
belki anlatacak kimse olmadigindan degil, anlayacak kimse olmadigindan. konusmaktan vazgecmektir mesela, surekli surekli soylenen seylerin artik bikkinlik vermesidir. belki anlayan birisi cikar diye bir yere yazip birakmaktir. yalnizlik, mutsuzluk ve edebiyat arasindaki baglanti da herhalde burdan kaynaklanmaktadir. mutlu hayatlar icin yazilacak cok birsey yoktur aslinda, mutlulugun edebi bir degeri yoktur.
hayallerin gelecege dair olmamasidir ve hep gecmiste yasamaktir mesela. yalniz adam gecmiste yasar ve gecmiste olur. cunku hayatinda bugun olmayan, ancak bir ara ufak da olsa tattigi mutlulugu ozler. yalniz adam surekli ozlem duyar, yalniz oldugunda yalnizliktan, yalniz olmadiginda da yalniz kalacagindan mutsuz olur. hayatta hic yalnizlik tatmamis adam bundan birsey anlamaz. en iyi kahve nerde icilir sorusuna cafe adi veren adamdan bir bok olmaz. en iyi kahve en sevdigin insanla icilendir cunku, nerede oldugunun hic onemi yoktur.
hayallerin gelecege dair olmamasidir ve hep gecmiste yasamaktir mesela. yalniz adam gecmiste yasar ve gecmiste olur. cunku hayatinda bugun olmayan, ancak bir ara ufak da olsa tattigi mutlulugu ozler. yalniz adam surekli ozlem duyar, yalniz oldugunda yalnizliktan, yalniz olmadiginda da yalniz kalacagindan mutsuz olur. hayatta hic yalnizlik tatmamis adam bundan birsey anlamaz. en iyi kahve nerde icilir sorusuna cafe adi veren adamdan bir bok olmaz. en iyi kahve en sevdigin insanla icilendir cunku, nerede oldugunun hic onemi yoktur.
evet diğer insanlarla etkileşimde olmak önemli. ama ben de dahil olmak üzere bütün insanlar bencil, çıkarcı, sadık değil, iki yüzlü. bugün yüzüne güzeli oynar, peki ya yarın hiç beklemediğin şeyleri duyarsan?
duyduk da zaten.
beni gerçekten düşünen ve önemseyen, buna emin olduğum kim var?
ailem.
insanın yalnızlığı ailesini kaybettiğinde başlar. gerisi teferruat, yani başa çıkabileceği bir şey. eğer ailen yoksa, gerçekten yalnızsın. işte bu bence en acı yalnızlık.
duyduk da zaten.
beni gerçekten düşünen ve önemseyen, buna emin olduğum kim var?
ailem.
insanın yalnızlığı ailesini kaybettiğinde başlar. gerisi teferruat, yani başa çıkabileceği bir şey. eğer ailen yoksa, gerçekten yalnızsın. işte bu bence en acı yalnızlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder