1 Mart 2015 Pazar

toplumsal sorunumuz

türk toplumu olarak beceremediğimiz en büyük bi kaç şey

 bilmiyorum demek: en büyük sorunlardan biri. yol sorarsın yanlış yere gönderir, bir konu hakkında fikrini sorarsın bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olur ve basar durur, teknik bir konu açılır sen ne kadar uzman olsan da o hep daha doğrusunu bilir. bilmiyorum demeyi yedirmez gururuna. bunu cidden öğrenmek lazım.

dinlemek: evet cidden dinlemeyi hiç bilmiyor bu millet. hep istiyor ki ben konuşuyum herkes dinlesin. ama olmaz abi öyle. bak mesela herkesin konuştuğu bir şey, siyaset. tamam anlıyoruz fikrini ölümüne savunuyorsun ama senin söylediklerinin bir anlam ifade etmesi için, karşıdakini inandırabilmen için ya da biraz daha iyimser beklentiyle doğruyu öğrenmen için bir de dinlemen lazım.

yaftalamak: başka bir devasa sorun. mini etek giymişse aranıyor, erkek bordo pantolon giymişse azcık yumuşak, camiye girip çıkıyorsa cemaatçi, hak ihlallerinden şikayetçiyse cehapeli, türk olmaktan memnunsa mehapeli, memleketle ilgili ufacık bir övgü göstersin akepeli. yani herkes herkesi yaftalıyor. yapmayın abi, size ne. bakın geçin. istemiyorsanız konuşmazsınız olur biter.

sokakta yaşamak: bundan kastım sabahlamak değil de bildiğin yürümek, dışarıda işlerini halletmek falan. bak türk arkadaşım, çok temel bir noktayı öğrenmen lazım. sırf sen ya da ailen vergi veriyor diye o yollar, o kaldırımlar, o banklar senin babanın malı olmuyor. yani yolun ortasından gidemezsin, yere tüküremezsin ya da çekirdek kabuğunu atamazsın, yolun ortasından araba da süremezsin. otobüslerde kapı önlerini, yürüyen merdivenlerde sol şeridi kapatamazsın. toplulukta elini ağzına götürmeden öksürüp tıksırıp mikroplarını saçamazsın. yani dışarıda diğer insanlarla yaşamanın bazı kuralları var bunları görmezden gelemezsin. ha geliyorsan en azından biri uyardığında azcık utanmış gibi davran, bağırıp çağırmaya başlama. haksızsın, oldu mu?

tecrübeye saygı duymak: bak bu da çok karakteristik bir yanlış. tecrübenin içine eğitimi de alalım öyle inceleyelim. yıllarca okuyup doktor olmuş adamın verdiği ilacı kullan, koca karı ilacına gitme. yıllarca okumuş hakimin, savcının yanında hukuk konusunda atıp tutma. tarih okumuş biri yanında gidip de dizilerden, kurgusal romanlardan öğrendiğin tarihle ahkam kesme. vikipedi bilgisinin üniversite bilgisinin çok gerisinde olduğunu sakın unutma. biri senden daha iyi biliyorsa susmayı öğren. bunu bir adım daha ileri götürelim: okuduğun okulun haddini de bil. yani yeni mezunsan gaza gelme. ya da her yoldan geçenin girebildiği bir okuldan mezunsan diplomanı al otur yerine, gidip de bu işi güzelce öğrenmiş insanlarla kendini eşit görme.

 çocuk yetiştirmek: çocuğa tek aşılanabilen özellikler şımarlık ve tembellik. ne bire olma bilinci var, ne özgüven var, ne sorumluluk var. ya her istediklerini verip şımartarak ya da ota boka kızıp bağırıp döverek çocuk yetiştiriyor bu toplum ki ilkinde özgüven patlaması şımarık tipler, ikincisinde pısırık tipler salınıyor topluma.

ısrar etmemek: hayır diyorsam hayır abi. normalde istemediği şeyleri insanlara hatır koyarak yaptırmayı çok seviyoruz, sanırım bir nevi diğerlerinin gözünde prestij meselesi oluyor bu. ben dedim yaptı oluyor yani. ama gerek yok. 

empati ve öfke kontrolü konularına katılmıyorum. bunlar türklerde karakteristik değil. her milletten insanda yetişmeye bağlı olarak olabiliyor, en azından benim gözümde toplumsal bir özellik boyutunda değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder