sana savaşı sorsam sheakspeare'den alıntılar yaparsın ama hiçbir zaman bir arkadaşının kafası kucağına düşmedi.bunun ne demek olduğunu bilemezsin! "
"sana sanatı soracak olsam bana okuduğun kitapları satmaya çalışacaksın.michalengelo hakkında çok şey biliyorsun değil mi?çalışmalarını,politik etkilerini,papayla olan ilişkilerini,cinsel tercihlerini,bütün çalışmalarını söylersin.ama sistine kilisesinin kokusunu söyleyemezsin.çünkü oraya gerçekten gidip o güzel tavana bakmadın.görmedin.
sana kadınları sorsam neleri sevdiğin hakkında bir sürü şey söylersin.hatta bir kaç kere yatmışsındır da.ama bir kadının yanında uyanmanın ve mutlu olmanın ne demek olduğunu söyleyemezsin.
sana aşkı sorsam sonelerden alıntı yapacaksın.ama bir kadının karşısında tamamen savunmasız kalmadın.sana gözleriyle hükmedecek birini görmedin.tanrı'nın seni cehennemden kurtarması için indirdiği melek olduğunu düşünmedin.onun meleği olmak nasıl bir şey bunu da bilmiyorsun.bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı.her şeye rağmen.kansere rağmen.bir hastane odasında iki ay boyunca yalnızca elini tutarak sabahlamak ne demek bilmiyorsun. doktorun gözlerine baktığında "ziyaret saatleri"kuralının anlamsız olduğunu görmesi ne demek bilmiyorsun.gerçek kayıp ne demek bilmiyorsun.çünkü hiç bir şeyi kendinden daha fazla sevmedin.birini bu kadar sevmeye cesaret bile edememişsindir.sana bakınca kendine güvenen bir entellektüel görmüyorum.ürkek bir velet görüyorum. ama sen bir dahisin,bunu kimse inkar edemez.kimse senin derinliklerini anlayamaz.
sırf oliver twist'i okudum diye hayatının ilk dönemlerinde neler hissettiğini anlayabilir miyim?bu seni anlatır mı?
sırf kitap okudum diye seni anlayamam.