"kafanın içinde düşünceler tv kanalları gibi sürekli
değişiyor ama kumanda sende değil" şeklinde anlatılan bir hastalık,
hayatımın hastalığıdır hiperaktiflik...
hiç olmadık şeyleri unutur. önemli şeyleri önemsiz
görürsünüz. sorumluluklar ağır gelir ve boşveeer demek daha kolay gelir. her
işi son ana bırakırsınız. sonrada kendinizden nefret eder oturur çare
ararsınız.
şimdi bütün o sıkıntıları hastaligin semptomlari ile kiyaslayacak sekilde 16 maddede inceleyelim. benim gibi
hiperaktif olanlar illa ki yedi sekiz tanesini tutturacagina eminim. merak edenler için basliyorum yazmaya.
1
düşüncesizce ya da umursamaz davranıyor gibi
görünürsünüz.karmakarışık, ne istediğini bilmeyen, sorumsuz bir insan izlenimi
bırakırsınız.
2
birbiriyle alakasız, dürtüsel iniş çıkışlarınız
çevrenizdekileri rahatsız edebilir, dikkatlerini dağıtabilir. dolayısıyla
sizinle birlikte yaşayan kişileri huzursuz etme olasılığınız yüksektir.
3
dikkatinizi sürdürmede zorlandığınız için uzun vadeli planları gerçekleştirmede zorlanır, sık sık bu konuda panik yaşar ve bazen de
yaşatırsınız. her şey hemen o anda olsun istersiniz, öyle davranırsınız. oysa
öyle bi dünya yoktur ve bu tutumun sonucu sizi kaçınılmaz olarak depresyona
yöneltir. üniversite sınavına hazırlanmam gerekiyordu bu sene, gerçekten ders
çalışmam gerekiyordu fakat bu seneye kadar hiç oturup yarım saat dahi ders
çalışamadığım için kendimi beş para etmez bir insan gibi hissettim, hala öyle
hissediyorum. kitabın başına oturuşumdan kısa bir süre sonra kendimi
bambaşka bir dünyada bambaşka bir insan olarak düşünürken buluyorum.
4
konsantrasyon gerektiren hiç bir etkinliği layıkıyla yerine
getiremezsiniz.
lise yillarinda ayni anda film seyrederek ve bir yandan test
yapmaya calisip diger yandan da dergi okuyarak annenin sinir krizi gecirmesine
yol açarsınız.
derslerde uyurum genelde ya da 15 dakika gecmeden sınıfı
terkedesim gelir her seferinde. bu zamana kadar bir tane bile defter
bitirmisliğim yoktur. Bir isi basindan sonuna kadar kesintisiz asla yapamam.
mesela ödevlerin tamamini hic yapamamisimdir.
cünkü 2 kelime yazarim, sonra internette takilirim , sonra bi müzik
dinler, mesaj atarim birilerine, sonra yine ödeve dönerim vs.vs
5
yarım kalan bir işi orda olduğu gibi bırakıp bir yenisine
geçer, sonra onu da yarım bırakıp bir öncekine döner bu ikisi arasında mekik
dokur, tamamlanma sürecini daha da uzatır ve de zorlaştırırsınız. bu nokta
benim için can alıcı çünkü yarım kalan işler ve belirsizliklerden nefret
ederim. dolayısıyla bu tavır rahatsızlığın bana en çok acı veren boyutlarından
birini oluşturuyor.
6
çalışma düzeniniz yoktur, fazlaca oyalanırsınız. mesela 20
gün sonra gireceğim bir lys sinavim varken oturup bu yaziyla uğraşıyorum sanki
tüm millet bu sikindirik konuda bilgilenmek için can atıyorlarmışcasına.
7
unutursunuz sık sık.
iki dakika once bana soyleneni hatirlayamam, dinlemem bile
ama 10 sene önceki spider-man filminin repliklerini ezbere hatirlarim, yapmam
gerekenleri, sorumluluklarimi hatirlayamam, hatirlarim gecistiririm, hatirlarim
eyleme gecinceye kadar unuturum, hatirlarim basladiktan sonra baska isle
ugrasmaya dalarim unuturum, baslarim sikilir birakirim, uyuyamam, kendimi
uykuya gitmeye ikna edemem, uykuyla savasirim, uyuyunca uyanamam, uyanirim
uykum vardir, yorgunluk daimidir
8
konuşmada daldan dala atlar, yeterince iyi dinleyemezsiniz
isteseniz bile. atlarken ilk ne anlatmaya basladigimi unuturum, ders
dinleyemem, insan dinleyemem, dinlerken besinci dakikadan sonra baska hayal
alemlerine dalarim, dinliyomus gibi yaparim, mutemadiyen fast forward
dusunceler gecer kafamdan, hic birine odaklanamam, yakalayamam..
takım ruhuyla çalışamaz, bir oyunu bile kurallarına göre
oynayamazsınız. çocukluğumdan beri kurallarla zorum vardır misal, hepsini
öğrenmeye o kadar üşenirim ki ihtiyacım olduğu kadarını öğrenip onunla idare
ederim hep. kuralına göre oynamıyorsun dediğinde insanlar sinirlenirim. tamam o
zaman oynamıyorum ben de derim.
9
otururken kıpır kıpır kıpırdanmak, yerinde duramamak,
uyurken bile hareket etmek.. önce cocuklugunuzda kıçında kurt var bunun derler,
maymun istahli, merakli ve yerinde duramayan bir canavarsinizdir. çocukken
yorgan battaniye ne varsa hep ayağıma dolanırdı, bazen yataktan düşerdim, bide uyurgezemişim, üç dört defa babamın beni dışarda sokakta yürürken uyandırdığını hatırlıyorum. bi koltukta sabit bir biçimde 10 dakikadan
fazla oturabildiğim görülmemiştir. ömrümde en sık duyduğum söz "bi dur
onur" olmuştur diyebilirim.
10
"her zaman gitmeye hazır olma" bu kilit
noktalardan biri. her an kalkıp gidecek gibi yaşatıyor. eğer mutlak güven
duygusu yaşayabildiğiniz, sizi bu halinizle kabullenip sakinleştiren bi
sevdiceğiniz yoksa çantanız kapıda hazırmış gibi yaşarsınız hep. cehennem gibi.
11
sabırsızlık. off bu kısmı öldürücüdür. tepkinizi bi an bile
tutamazsınız içinizde. okul hayatınızda bu yüzden başınıza gelmeyen kalmaz,
saçma bi dürüstlük takıntısı gibi görünür dışarıdan oysa ne bi takıntıdır bu ne
de bilinçli bir biçimde yapılıyordur, sadece duramıyorsunuzdur. yazıktır size
günahtır.
12
"sorular tamamlanmadan cevap verme" temel
belirtilerinden biriymiş bu da. var oğlu var. hem de ne fena şeydir bu. çok
bilmiş sanıyor insanlar sizi, halbuki yine içinizden fırlatılan bi ok gibi
çıkıyor kelimeler o anda. durduramıyorsunuz.
13
sakarlık, kazalar. eliniz dursa götünüz durmaz, sağa sola
çarpar, kimi zaman çevrenizdekilere de zarar verirsiniz.
14
sonunu düşünmeden tehlikeli aktivitelerle uğraşabilirmişiz.
risk alma, adrenalin yaratma odaklıyız. tasi taragi toplayip ülkenin yarisini otostopla dolasip ülkenin en genç
gezginleri ünvanina eristigimiz bile olmustur. bunlar aslında hep sonucu
düşünmeye üşenmenizden kaynaklanıyor, yoksa mal değiliz.
15
insanların gözlerinin içine bakarak konuşamazsın çünkü o an
dün akşamki izlediğin filmi düşünüyorsundur.
çok ciddi bir meselede dahi olaya kendini kaptıramamışsındır
çünkü o sırada etraftaki insanları izliyorsundur.
defanstan sürekli adamları geçiriyorsundur çünkü o an topun
sende olduğunu hayal ediyorsundur.
sinirlenip duvarı yumrukluyorsun fakat o sırada acıyı
hissetmek yerine acının ne garip bir şey olduğunu düşünüyorsundur.
küçükken hep deli diye çağrılmışsındır çünkü oynanan oyun
kısa bir süre sonra sıkıcı geldiğinden saçma sapan hareketler yapıyorsundur.
16
son olarak her ne konumda olursanız olun, mutlaka zeka
kapasitenizin altında bi konumdur bu. yapabileceklerinizin çok daha altında
çalışırsınız. sizinle aynı hastalıktan muzdarip olmayan bi rakibiniz sizden çok
daha az zeki biri olsa bile önünüze geçer rahatlıkla.
en kötüsüyse bunların hep farkında olmanız fakat elinizden
bir şey gelmemesidir…
bizim de kaderimizde bu varmış maalesef. tedavi için
kullandığım ilaçlari yan etkileri yüzünden bırakmak zorunda kaldım. siz siz
olun tedavinizi bir an önce olmaya çalışın sevgili hiperaktifler, yaşam koşullarınızı
doğrudan etkiliyor bu hastalik sonucta.
hee bu arada söylemeden geçemicem, hastaligin hep olumsuz yanlari var degil. herseye ragmen bu hastaligi dogru
zamanda dogru yerde kullanabilirsek çok etkili bir silaha dönüstürebiliriz
millet :D
bkz: seks mesela
bkz: seks mesela
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder